İkinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca insan yaşamını yitirdi, milyonlarca çocuk yetim kaldı. Zor yıllardı.

Türkiye bu savaşa katılmama başarısını gösterdi (Aslında katıldı ancak savaşa katıldıktan üç gün sonra savaş bitti)

Türkiye savaşa girmemişti ama savaşın bütün insanlığa yüklediği ekonomik yük, onun da omuzlarındaydı. Memleket, olağanüstü günler yaşıyordu. Seferberlik ilan edildi. Birçok genç askere alındı. Savaş nedeniyle, başta tahıl ürünleri olmak üzere, pek çok ürün stoklanıyordu. Fiyatlar hızla yükseldi. 

Kimi temel tüketim maddelerinin piyasada bulunması olanaksız duruma düştü.

Karaborsacılık büyük kentlerde çoğaldı. Un, şeker, yağ kıtlığı başgösterdi. Tüm bu olumsuzluklar Türk halkını zor duruma düşürmüştü. Ancak bir Türk askerinin ve Türk insanın burnu bile savaş nedeniyle kanamadı. İkinci Dünya Savaşı’na katılan devletlerin ise tümü yerle bir oldu.

Sonradan, İnönü’nün savaşa katılmayışını hep kötü bir şey gibi anlattılar. İnönü'ye küfrettiler, ona ağza alınmayacak laflar söylediler. Hatta savaşa katılmadığı için “Milletin erkekliğini öldürdün!” diye eleştirenler ya da eleştiri yaptığını zannedenler bile oldu.

Çocukları seçim meydanlarında kullanmaktan utanmadılar. Çocukları, İsmet Paşa’ya karşı şöyle bağırttılar:

-Sen bizi şekersiz bıraktın, unsuz bıraktın, aç bıraktın!

İsmet Paşa işe buna şöyle yanıt verdi:

-Evet, ben sizi unsuz, şekersiz, aç bırakmış olabilirim ama  “BEN SİZİ BABASIZ BIRAKMADIM!”

Babasız olanlara sorun: “Unsuz, şekersiz kalmak mı, babasız kalmak mı?”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.

Sayılarla Ben

0
0
0